Afetler, her zaman ve her yerde, birçok úekilde ortaya çıkabilir–deprem, kuú gribi, SARS, çığ, fırtına, sel, yangın, tehlikeli maddeler, gemi ve uçak kazası, terör, vb. gibi. Afetlerin geliúmesi bazen günler veya haftalar sürer ya da bazen aniden ve uyarmadan vururlar. Her yıl milyonlarca insan afetlerde felaketle ve afetlerin birçok korkutucu sonuçlarıyla karúı karúıya gelir. Böylece yıl boyunca her türlü afet dünyanın değiúik yerlerini vurur. Bunlar büyük yıkıma ve acıya sebep olurken aynı zamanda ulusal ekonomileri de kötü bir úekilde etkilerler. Farklı yer-iklim koúulları ülkemizin farklı bölgelerinde hâkim olduğu için değiúik bölgelerimizde sel, kuraklık, deprem, toprak kayması, terör gibi değiúik afetler ortaya çıkmaktadır. Türkiye, afetlere karúı dayanıksız/hazırlıksız ülkelerinden biridir. Yakın geçmiúe kadar ülkemizde kuraklık, sel, deprem ve toprak kayması gibi yıkıcı doğal afetlere bir ölçüde seyirci kalınmıútır. Tüm afetlerin zararlarını etkili úekilde azaltabilmek için afet yönetim çevrimi diye de adlandırılan bütünleúik bir Afet Yönetim Sistemi ülkemizde uygulanamamıútır.

Bu nedenden dolayı, ülkemizde afet yönetiminin genel algılanıúı daha çok afet sonrası ‘afetzedelere yardım’ile sınırlı kalmıútır. Bu kavram, afetten etkilenen ailelere acil yardımlar ile birlikte para ve konut yardımı olarak uygulanmaktadır. Son zamanlarda dünyanın çeúitli yerlerinde görülen felaketler, tüm dünyadaki insanların afetlere acil yardımlarda bulunurken bir yandan da afet öncesi çalıúmalarla afetlerden dolayı oluúan her türlü kayıpların azaltılması konusunda düúünülmesini sağlamıútır. Paradigmayı acil yardımın geleneksel uygulamasından afet riskini azaltma úekline değiútirmek için toplumun afet ve acil durum yönetimine bakıúını değiútirmek gerekmektedir. Ayrıca hükümet ve yerel yönetimlerin her seviyesindeki temel görevin halkın katılımını da sağlayarak afetlere hazırlıklı olma ve zarar azaltma olması gerektiğinin üzerinde önemle durmaktadır.